CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, "Sayın Başbakan (Benim
bedenim benim kararımdır diyen feministtir) dedi. Başbakan, sanıyorum
feministle teröristi karıştırıyor. Başbakan'ın eğitime ihtiyacı olduğuna kanaat
getirdim" dedi.
CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, KADER, Cumhuriyet Kadınları
Derneği ve Halkevleri'nin temsilcileri ile birlikte Meclis'te düzenlediği basın
toplantısında, 50'ye yakın kadın dernekleri adına konuştuğunu söyledi.
"İleride Türkiye tarihi yazılacak olsa bugünler için herhalde
ortaçağ denilirdi" diyen Nazlıaka, "Ortaçağ'da nasıl kadınlar cadı
oldukları gerekçesiyle öldürülüyorsa, bugünlerde de Türkiye'de kadınların
sadece kadın oldukları için hakarete uğrayıp cinsel istismara maruz kalıp
öldürülüyorlar" dedi.
Nazlıaka, TRT'de yayınlanan "Ramazan sevinci" programa konuk
olan Ömer Tuğrul İnançer'in hamilelerle ilgili sözlerini anımsatarak, RTÜK'ün
İnançer'in bu sözlerini düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirdiğini söyledi.
Nazlıaka, "Bu karar bize şunu gösteriyor: İnançer zihniyetindeki herkes
heryerde dolaşıyor. Onlar Meclis çatısı altında, RTÜK'te, sokakta her yerde
dolaşıyor" diye konuştu.
"Bir kadına (kadın mıdır kız mıdır) diye hitap eden bir Başbakan
tarafından yönetiliyorsak, bunlar çok şaşırtıcı olmamalı. Balık baştan
kokar" ifadesini kullanan Nazlıaka, "(Benim bedenim benim kararımdır
diyen feministtir) diyen bir Başbakan tarafından yönetiliyorsak hiç şaşırtıcı
değil. Sayın Başbakan, sanıyorum feministle teröristi karıştırıyor. Öyle bir
ifade kullanıyor ki sanki feminist eşittir terörist olmak. Sayın Başbakan'ın
bir eğitime ihtiyacı olduğuna kanaat getirdim. Kendisinin feminizm ne olduğu
konusunda rehabilitasyona ihtiyacı var ama hiç şüphesiz bu eğitimi verecek olan
kişi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin değildir. Kendisinin
sözlerine değil ama icraatlarına baktığımızda, kendisinin de feminist olduğu
konusunda ciddi şüpheler duyuyorum" dedi.
Nazlıaka, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "tencere tava çalanları
ihbar edin" dediğini ifade ederek, "Başbakan jurnalcilikte
Abdülhamit'le yarışacak" diye konuştu. "İnançer'in sözlerinin
ardından 'Alo hamile gördüm' hattıyla acaba gidip şikayet eden insanlar mı dolaşacak?"
diye soran Nazlıaka, "(Kadın beyinin otomobile ile gezer) deniliyor. Ancak
herkesin arabası olmayabilir. Belki Hükümet bundan sonra hamileler için
otomobil kredisi açmayı düşünebilir. Kadının özgürleşmesi için mücadelimize
devam edeceğiz. Dünya yerinden oynar, kadınlar özgür olsa" dedi.
Gezi Parkı protestoları sırasında,
eylemlerin arkasındaki güç olarak 'faiz lobisi' kavramını ilk kez dile
getiren, Başbakan Erdoğan'ın 'telekinezi' yöntemiyle öldürülmek
istendiği sözleri çok tartışılan ve kısa bir süre sonra Başbakanlık
Başdanışmanlığına getirilen Yiğit Bulut ile, protestoların ilk
günlerinde göstericilerle birlikte yol kapatıp sonradan Erdoğan'dan özür
dileyen "Başbakan'ı seviyorum" diyerek Gezi protestocularını suçlayan
oyuncu Şafak Sezer, dün akşam iftarda bir araya geldi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 'la birlikte, Acun Ilıcalı, Bülent Ersoy, Orhan Gencebay, Hülya Koçyiğit, Demet Akalın gibi pek çok ünlü ismin katıldığı iftar yemeğinde yan yana gelen son günlerin çok konuşulan ikilisi, birlikte resimlerini çekmek isteyenleri de kırmadı.
Yiğit Bulut ve Şafak Sezer'in birlikte göründüğü fotoğraf sosyal medyada da büyük ilgi gördü.
habercem.com
İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 'la birlikte, Acun Ilıcalı, Bülent Ersoy, Orhan Gencebay, Hülya Koçyiğit, Demet Akalın gibi pek çok ünlü ismin katıldığı iftar yemeğinde yan yana gelen son günlerin çok konuşulan ikilisi, birlikte resimlerini çekmek isteyenleri de kırmadı.
Yiğit Bulut ve Şafak Sezer'in birlikte göründüğü fotoğraf sosyal medyada da büyük ilgi gördü.
habercem.com
BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş dün CNN Türk ekranlarında programda
Gezi direnişine ilişkin sorulan soruya verdiği cevaba CHP Tunceli Milletvekili
Hüseyin Aygün’den cevap geldi.
BDP Gezi direnişine neden mesafeli yaklaştığını açıklayan Demirtaş,
direnişin hükümeti devirmeye yönelik bir darbe girişimine doğru yöneltmek
isteyen grupların olduğunu belirtmiş ve “biz buna şiddetle karşı
çıktık”demişti.
TÜRK SİYASİ TARİHİNİN EN BÜYÜK DİRENİŞİNE KARA ÇALIYORSUNUZ
Selahattin Demirtaş'ın bu sözlerine sert tepki veren Hüseyin Aygün,
Twitter'dan yazdığı tweetlerle BDP ve Demirtaş'ı topa tuttu. "Gezi
Direnişi ve Haziran Ayaklanması ile ilgili BDP, HDK ve Apo'dan gelen
açıklamalar gitgide traji-komik bir hal alıyor. direnişin ilk günlerinde 'Bizim
Taksim'deki Ergenekoncularla işimiz olmaz' diyen Demirtaş önceki gün ise
'Gezi'de Hükümeti devirmek isteyen darbeci güçler vardı, o yüzden mesafeli
durduk' demiş" şeklinde yazan Aygün, "'Gezi'de meydanı
Ergenekonculara sakın bırakmayın!' Beyler, faşist diktatör Tayyip'in yapamadığı
şeyi yapıyor ve Türk siyasi tarihinin en büyük direnişine kara çalıyorsunuz;
hepinize helal olsun!" diye cevap verdi.
İngiliz The Economist dergisi, Başbakanlık Tanıtım Ajansı'nın en fazla
reklam verdiği dergi çıktı.
2011’de ’CHP’ye oy verin’ diyen, Gezi sonrası Erdoğan’ı sultan resmiyle
kapak yapan; AK Partililer ve Başbakan Erdoğan’ın en çok eleştirdiği yabancı
yayın İngiliz The Economist dergisi Başbakanlık Tanıtım Ajansı’nın en fazla reklam
verdiği dergi çıktı.
THE ECONOMİST REKLAM YANDAŞI ÇIKTI
Taraf’ın Ankara Temsilcisi Hüseyin Özay’ın köşesindeki ilginç rakamlara
göre Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından, hükümete yönelik eleştirileri
nedeniyle sık sık hedef alınan İngiliz The Economist dergisi de reklam
“yandaşı” çıktı.
Gezi Parkı eylemlerinin ardından Başbakan Erdoğan’ı, “sultan”a
benzettiği için hükümet üyeleri tarafından sert bir şekilde eleştirilen
derginin, Başbakanlığın en fazla reklam verdiği yabancı yayın kuruluşu olduğu
saptandı. Sadece 2011 yılında İngiliz dergisine, Başbakanlık Tanıtıma Ajansı
aracılığı ile 1.8 milyon liralık reklam verildi.
10.8 MİLYONLUK REKLAM PASTASI
Sayıştay Başkanlığı’na bağlı denetçilerin Başbakanlık Yatırım Destek ve
Tanıtım Ajansı’nın 2011 yılı hesaplarında yaptığı incelemeden ilginç bir reklam
ödemesi çıktı.
Denetlemede, ajansın aynı yıl içinde toplam 10 milyon 857 bin 639
liralık reklam harcaması yaptığı belirlendi. Reklam harcamalarını tek tek
inceleyen denetçiler ilginç bilgilere ulaştı. Yapılan denetimde, aynı yıl
içinde yapılan 10.8 milyon liralık reklam pastasından en fazla pay alan
kuruluş, hükümeti en fazla eleştiren yabancı yayın kuruluşu olan İngiliz The
Economist dergisi oldu. Dergiye, aynı yıl Yatırım Ajansı kanalı ile 1 milyon
862 bin 46 liralık reklam ödemesi yapıldı. Söz konusu ödemelerin yaklaşık
yarısı 12 Haziran 2011 seçimlerinden önce, yarısı da yılın ikinci yarısında
gerçekleşti.
CHP’YE OY VERİN DEMİŞTİ
Başbakanlığın, 1.8 milyon liralık reklam verdiği The Economist dergisi,
2011 yılında yapılan genel seçimlerden önce, hükümete yönelik sert
eleştirilerde bulunmuş hatta dergide yayınlanan bir makalede seçimlerde CHP’ye
oy verilmesi tavsiyesinde bulunulmuştu.
Başbakan Erdoğan başta olmak üzere AKP kurmayları ise dergide yer alan
haberlere ve yorumlara sık sık tepki gösterdi. Son olarak dergi, Gezi Parkı
eylemlerinin ardından Türkiye’yi kapak yaparak, kapakta da Başbakan Erdoğan’ın
sultan olarak çizilmiş fotoğrafına yer vermişti.
SAYIŞTAY TEPKİ GÖSTERDİ
Sayıştay denetçileri tarafından hazırlanan taslak raporda, Başbakanlık
Yatırım Ajansı aracılığı ile sürekli hükümet aleyhine yayın yapan bir dergiye
yüksek tutarda reklam verilmesi eleştirildi.
Ajansın birinci amacının, yabancı yatırımcıları Türkiye’ye çekmek olduğu
vurgulanan raporda, hükümet aleyhine yayın yapan bir dergiye yüksek tutarda
reklam verilmesinin amacının anlaşılmadığı vurguladı. Raporda, reklamların etki
değerlendirilmesinin yapılması da tavsiye edildi.
YABANCI MEDYAYA YÜKLENDİ
Gezi olayları sonrası ulusal ve uluslararası medyayı sıkça eleştiren
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gezi sonrası sürecin AK Parti hükümetini yıkmaya
dönük uluslararası bir komplonun parçası olduğunu ifade etmişti.
2012 YILI DA İNCELENİYOR
SAYIŞTAY, Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı’nın 2012 yılı
hesaplarıyla ilgili incelemesi ise devam ediyor. Raporun, ekim ayında
tamamlanması bekleniyor. Sayıştay’ın ilk tespitlerine göre Ajans, 2012 yılında
da yabancı yayın organlarını büyük miktarda reklam vermeye devam etti. Bu
çerçevede, İngiliz dergisi de reklam alan yayın kuruluşları arasında yer aldı.
2012’de hangi kuruluşa ne kadar reklam verildiği ise reklamların ardından
netleşecek.
Çuvalcı General’in şirketinin Süveyş’ten geçiş ücretini Türkiye ödeyecek
AKP, Süleymaniye'de Türk askerlerinin başına çuval geçiren ABD
birliğinin komutanı General Petraues’un yönetici olduğu şirkete kıyak yaptı.
Pentagon'a yakınlığı ile bilinen Amerikan fon şirketi KKR’nin, Türkiye’deki
deniz taşımacılığı şirketi olan UN-RO-RO firmasının gemilerinin Süveyş
kanalından geçiş ücretinin devlet tarafından ödeneceği bildirildi.
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Mısır’a giden gemilerin bundan böyle Süveyş Kanalı'ndan geçirileceğini, bunların ücretlerinin de hükümet tarafından karşılanacağını söyledi.
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, havalimanı ve termal binası temel atma töreni için gittiği Diyarbakır'da yaptığı konuşmada, “Suudi Arabistan, Ürdün ve diğer Körfez ülkelerine yapılan ihracat için Suriye'deki savaş nedeniyle Mısır'a kaydırılan Ro-Ro gemilerinin bu kez de Mısır'da meydana gelen iç karışıklık nedeniyle sıkıntı yarattığını söyledi. Sıkıntıyı gidermek için bazı önlemler alındığına dikkat çeken Bakan Yıldırım, Suudi Arabistan'a yapılan ihracatın Süveyş Kanalı üzerinden yapılacağını, gemilerin Süveyş Kanalı'ndan geçirileceğini ve gemi başına 150 bin dolar ile 200 bin dolar arasındaki kanal ücretlerinin de teşvik olarak hükümet tarafından ödeneceğini” belirtti.
Türkiye’den Mısır’a sefer yapan firmalardan SİSA SHİPPİNG LİNES firmasının iflasın eşiğine gelmesinden dolayı UN-RORO firması güzergahta tek kalmış durumda. Hükümetin Mısır politikası ve Mısırlı yetkililerin Türkiye’nin tutumuna tepki göstermesi nedeniyle seferlerde sıkıntı yaşanıyor ve Türk ihraç ürünleri zamanında alıcılara teslim edilemiyor.
Konuyla ilgili olarak görüştüğümüz UN-RO-RO firma yetkilileri “ 7 Haziranda başlattığımız Mısır Damietta Limanına seferlerimizi haftada iki defa yapıyorduk. Fakat Mısır’daki olaylardan dolayı seferlerimizde büyük aksamalar oldu, hükümet bu kararı alırsa haftanın her günü sefer yapabiliriz” dedi.
Bu arada, deniz taşımacılığı konusunda faaliyet gösteren çevreler, Hükümetin Süveyş kanalından geçecek gemilerin kanal ücretlerinin ödenmesi kararında “Çuvalcı General” Petraues’un etkili olduğunu bildirdiler.
1994 yılında kurulan ve Dünya’nın en büyük Deniz Taşımacılığı şirketlerinden biri olan UN RO-RO firması 2007 tarihinde, 80 milyar dolarlık parasal boyutu yöneten Kohlberg Kravis Roberts (KKR) tarafından satın alındı. İstanbul Pendik, Ambarlı, Mersin ve İskenderun’da limanları olan firmanın bünyesinde 175-250 şer TIR kapasiteli 12 gemilik filosu bulunmaktadır. General Petraues’ den önce sadece Fransa ve İtalya’ya sefer yapan firma, Petraues’ un KKR’ nin başına geldikten sonra, 7 Hazirandan itibaren Mısır’a seferler başlatmıştı.
Başka firmalar da kurulmalı
Daha önce bölgede faaliyet gösteren ancak iflas eden deniz taşımacılığı yapan firmaların sahipleri verilen devlet desteğinden tek bir firmanın yararlanmasına karşı çıktılar. İzlenen politikalar ve bölgede yaşanan kriz nedeniyle taşımacılık sektörünün zor durumda olduğunu ifade eden eski firma sahipleri, “Eğer bu destekler zamanında yapılsaydı bizler iflas etmezdik. Şimdi tek bir firmaya bu desteğin sağlanması doğru değil. Devlet destek verecekse yeni firmaların kurulmasına da destek vermelidir. UN-RO-RO tekel haline getirilmemelidir. Rekabet sağlanmazsa yeni sıkıntıların çıkması kaçınılmazdır. Bu firmanın başında Türk askerine çuval geçiren bir Amerikalı General’in olması da bizlere acı veren bir durumdur” dediler.
Çuvalcı general kimdir?
Petraeus, Irak'ın 2003 yılı işgali sırasında Musul'da 101'inci hava indirme tümeninin komutanlığını yapmıştı. Görev sırasında Petraeus'a bağlı Albay Mayville komutasında bir grup ABD askeri, Süleymaniye'de görev yapan Türk timine baskın yapmış ve askerleri başlarına çuval geçirerek sorgulanmaları için Bağdat'a götürmüştü.
Komutanlık görevinin ardından Eylül 2011'de CIA'de Başkanlık pozisyonuna gelen aynı zamanda da New York Üniversitesi'nde yarı zamanlı profesör olarak ders veren 60 yaşındaki Petraeus, geçen yıl biyografisinin yazarı Paula Broadwell ile evlilik dışı ilişkisinin ortaya çıkması ve seks kasetlerinin internete düşmesinin ardından CIA’deki başkanlık görevinden istifa etmişti.
ulusalkanal.com.tr
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Mısır’a giden gemilerin bundan böyle Süveyş Kanalı'ndan geçirileceğini, bunların ücretlerinin de hükümet tarafından karşılanacağını söyledi.
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, havalimanı ve termal binası temel atma töreni için gittiği Diyarbakır'da yaptığı konuşmada, “Suudi Arabistan, Ürdün ve diğer Körfez ülkelerine yapılan ihracat için Suriye'deki savaş nedeniyle Mısır'a kaydırılan Ro-Ro gemilerinin bu kez de Mısır'da meydana gelen iç karışıklık nedeniyle sıkıntı yarattığını söyledi. Sıkıntıyı gidermek için bazı önlemler alındığına dikkat çeken Bakan Yıldırım, Suudi Arabistan'a yapılan ihracatın Süveyş Kanalı üzerinden yapılacağını, gemilerin Süveyş Kanalı'ndan geçirileceğini ve gemi başına 150 bin dolar ile 200 bin dolar arasındaki kanal ücretlerinin de teşvik olarak hükümet tarafından ödeneceğini” belirtti.
Türkiye’den Mısır’a sefer yapan firmalardan SİSA SHİPPİNG LİNES firmasının iflasın eşiğine gelmesinden dolayı UN-RORO firması güzergahta tek kalmış durumda. Hükümetin Mısır politikası ve Mısırlı yetkililerin Türkiye’nin tutumuna tepki göstermesi nedeniyle seferlerde sıkıntı yaşanıyor ve Türk ihraç ürünleri zamanında alıcılara teslim edilemiyor.
Konuyla ilgili olarak görüştüğümüz UN-RO-RO firma yetkilileri “ 7 Haziranda başlattığımız Mısır Damietta Limanına seferlerimizi haftada iki defa yapıyorduk. Fakat Mısır’daki olaylardan dolayı seferlerimizde büyük aksamalar oldu, hükümet bu kararı alırsa haftanın her günü sefer yapabiliriz” dedi.
Bu arada, deniz taşımacılığı konusunda faaliyet gösteren çevreler, Hükümetin Süveyş kanalından geçecek gemilerin kanal ücretlerinin ödenmesi kararında “Çuvalcı General” Petraues’un etkili olduğunu bildirdiler.
1994 yılında kurulan ve Dünya’nın en büyük Deniz Taşımacılığı şirketlerinden biri olan UN RO-RO firması 2007 tarihinde, 80 milyar dolarlık parasal boyutu yöneten Kohlberg Kravis Roberts (KKR) tarafından satın alındı. İstanbul Pendik, Ambarlı, Mersin ve İskenderun’da limanları olan firmanın bünyesinde 175-250 şer TIR kapasiteli 12 gemilik filosu bulunmaktadır. General Petraues’ den önce sadece Fransa ve İtalya’ya sefer yapan firma, Petraues’ un KKR’ nin başına geldikten sonra, 7 Hazirandan itibaren Mısır’a seferler başlatmıştı.
Başka firmalar da kurulmalı
Daha önce bölgede faaliyet gösteren ancak iflas eden deniz taşımacılığı yapan firmaların sahipleri verilen devlet desteğinden tek bir firmanın yararlanmasına karşı çıktılar. İzlenen politikalar ve bölgede yaşanan kriz nedeniyle taşımacılık sektörünün zor durumda olduğunu ifade eden eski firma sahipleri, “Eğer bu destekler zamanında yapılsaydı bizler iflas etmezdik. Şimdi tek bir firmaya bu desteğin sağlanması doğru değil. Devlet destek verecekse yeni firmaların kurulmasına da destek vermelidir. UN-RO-RO tekel haline getirilmemelidir. Rekabet sağlanmazsa yeni sıkıntıların çıkması kaçınılmazdır. Bu firmanın başında Türk askerine çuval geçiren bir Amerikalı General’in olması da bizlere acı veren bir durumdur” dediler.
Çuvalcı general kimdir?
Petraeus, Irak'ın 2003 yılı işgali sırasında Musul'da 101'inci hava indirme tümeninin komutanlığını yapmıştı. Görev sırasında Petraeus'a bağlı Albay Mayville komutasında bir grup ABD askeri, Süleymaniye'de görev yapan Türk timine baskın yapmış ve askerleri başlarına çuval geçirerek sorgulanmaları için Bağdat'a götürmüştü.
Komutanlık görevinin ardından Eylül 2011'de CIA'de Başkanlık pozisyonuna gelen aynı zamanda da New York Üniversitesi'nde yarı zamanlı profesör olarak ders veren 60 yaşındaki Petraeus, geçen yıl biyografisinin yazarı Paula Broadwell ile evlilik dışı ilişkisinin ortaya çıkması ve seks kasetlerinin internete düşmesinin ardından CIA’deki başkanlık görevinden istifa etmişti.
ulusalkanal.com.tr
Gezi Parkı eylemleri hakkında konuşan Şafak Sezer, gündeme bomba gibi düşecek ifadeler kullandı. Ünlü oyuncu kendisine sorulan bir soru karşısında zor anlar yaşadı. "Megafonu elinize alıp hükümet istifa dediniz mi ?" sorusu karşısında duraklayan Sezer, çıkan haberlerin asılsız olduğunu iddia etti.
Ayrıca bir çok konu hakkında düşüncelerini söyleyen oyuncu, "Devlet de bir namustur. Sen neden namusunu yurt dışına anlatıyorsun. Mehmet Ali Alabora dünyanın en korkak adamı. Ne yapabilir yani. Cesaret hapı mı içti ne yaptı" dedi.
habercem
Başbakan
Erdoğan Uludere'de 'emri ben vermedim' dedi, BDP'den açıklama
gecikmedi. Selahattin Demirtaş 'Yargının önü açılsın' çağrısı yaptı
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) İstanbul İl Örgütünün 2. Olağan Kongresi Kadıköy’deki Cafer Ağa Spor Salonu’nda yapılıyor.
Abdullah Öcalan’ın resimlerinin bulunduğu pankart ve flamalar açıldığı kongreye BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, BDP milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder, Sebahat Tuncel, Hasip Kaplan da katılıyor. Kongrede Cizre ve Diyarbakır’da yol kesme ve kimlik kontrolü yapmalarıyla gündeme gelen YDG-H’nin pankartlarının da asıldığı görüldü.
BAŞBAKAN SOMUT ADIM ATMAK ZORUNDA
Kongre öncesi gazetecilerin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Uludereli aileler ile yaptığı görüşmeyle ilgili sorularını yanıtlayan Demirtaş, şunları söyledi:
"Roboskili aileler uzun süredir Başbakan ile görüşmek istiyorlardı. Bunun için birkaç kez Ankara’ya da geldiler. Fakat görüşme gerçekleşmemişti. Sayın Başbakan’ın Şırnak’a gelişi vesilesiyle bu görüşmenin gerçekleşebileceği iletilince biz de yardımcı olduk. Roboskili aileler katliam gerçekleştiğinde siyasi mevkide 1. derecede sorumlu makamda olan başbakan ile yüz yüze görüşüp taleplerini ve beklentilerini ilettiler. Görüşmenin gerçekleşmiş olmasından dolayı aileler memnunlar. Görüşmenin iyi geçtiğini ifade ediyorlar. Ama şimdi artık sayın başbakanın ve hükümetin Roboski katliamının aydınlatılması, sorumluların ortaya çıkarılması, özür dilenmesi ve gereğinin yapılması konusunda somut bir adım atmak durumundadır. Aileler bu beklenti içerisinde doğal olarak. O emri kimin verdiğini adil bir yargılama belirler. Kendisi öyle diyorsa yargının önünü açsınlar. Vur emrini kimin verdiğini biliyor demektir."
Açıklamanın ardından salona giren Demirtaş ve BDP’li vekiller alkış ve sloganlarla karşılandı.
internet haber
Samsun'da bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Uludere'deki bombalama emrini ben vermedim açıklamasına tepki gösterdi. Koç, 1.5 yıl sonra yapılan açıklamanın gerçekleri yansıtmadığını öne sürerek, Şimdi 'sorumlusu ben değilim, emri ben vermedim' açıklaması yapıyor. Başbakan bir bataklığın içerisinde, bir kuyunun içerisinde, vebal içerisinde. Ellerinde Gezi olaylarının kanı var, Uludere'nin kanı var. Bütün bunları 'ben yapmadım' diyerek savsaklaması mümükün değil dedi.
"SORUMLULUKTAN KAÇAMAZ'
Uludere konusunda başbakanın vebalinin büyük olduğunu söyleyen Haluk Koç sözlerini şöyle sürdürdü: "CHP'li sayın Levent Gök, insan haklarında komisyonundaki üyelerimiz, o kosimyona yazılan şerh hepsi ortadır. Başbakanın şimdi günah çıkartırcasına bir cümle ile sorumluluktan kaçması kabul edilecek bir şey değildir. Ortada raporlar var. Ön soruşturma raporları, askeri savcılığı intikal eden bir takım raporlar var. Bütün bunların üzeri örtülmüş. AKP tarafından 'bunların üzerine gidilmesin' denilmiş. Şimdi 'sorumlusu ben değilim. Emri ben vermedim' açıklaması yapıyor. Başbakan bir bataklığın içerisinde, bir kuyunun içerisinde, vebal içerisinde. Ellerinde Gezi olaylarının kanı var, Uludere'nin kanı var. Bütün bunları 'ben yapmadım' diye savsaklaması mümükün değil."
Odatv.com