"Muhsin Yazıcıoğlu'nu Erdoğan öldürdü" diyecekler
AKP ile Cemaat arasında yaşanan savaş, ses kayıtları üzerinden devam ediyor.
Uzun süredir internete düşen ses kayıtları sebebiyle sıkıntılı günler yaşayan AKP'de, 25 Mart telaşı yaşanıyor.
Uzun süredir internete düşen ses kayıtları sebebiyle sıkıntılı günler yaşayan AKP'de, 25 Mart telaşı yaşanıyor.
Sosyal medyada dile getirilen iddiaya göre 25 Mart’ta, yani seçime günler kala yayınlanacak olan kaset Erdoğan için "öldürücü darbe" olacak.
Ne mi bu kaset?
Cemaat taraftarlarının Twitter'da yazdıklarına bakılırsa eski BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümüne ilişkin bir ses kaydının yayınlanması bekleniyor.
25 Mart'ta yayınlanacağı söylenen Yazıcıoğlu kasetinde, Başbakan Erdoğan'ın "Muhsin Yazıcıoğlu'na suikast düzenleyecekler, düzenleyeceklerse düzenlesinler. Bana ne, hak etti. Gereken neyse bunu yapsınlar" dediği iddia ediliyor.
Cemaat şimdiden "Yazıcıoğlu'nun ölümünde Erdoğan'ın bizzat parmağı var" söylentisini yaymaya başladı.
Nitekim hükümete yakın Yeni Şafak gazetesi de bugün "Kumpası Böyle Kuracaklar" başlığıyla şu ifadeleri kullandı: "Paralel yapının, 'Erdoğan, Hayrettin Karaman'dan fetva aldı. Yazıcıoğlu'nun infaz emrini verdi' yalanı için düğmeye bastığı ileri sürüldü. İddiaya göre örgüt, BBP lideri Destici'nin Karaman'la yaptığı görüşme kaydına montaj yapacak."
YAZICIOĞLU'NUN ÖLÜMÜNE FETVA MI VERİLDİ
Yazıcıoğlu iddiasıyla ilgili ilginç bir konu daha var. Başbakan Erdoğan'ın sözlerine çok kıymet verdiği, ilahiyatçı yazar Hayrettin Karaman, 17 Aralık operasyonundan iki gün sonra çok tartışılan bir yazı kaleme aldı. Yeni Şafak'taki köşesinde Karaman şu satırlara yer verdi:
"Mecellemizin 26. Maddesi şöyle der: 'Zarar-ı âmmı def'içün zarar-ı hâss ihtiyor olunur'.
Gençler de anlasın diye günün diline çevirelim.
Kamuya (ve bu arada ümmete) ait zararı önlemek için bir şahıs, bölge veya gruba ait zarar göze alınır, sineye çekilir.
Siyasette olan selim akıl ve kalb sahiplerine de bu kuralı hatırlatıyor ve örnek olarak merhum şehid Muhsin Yazıcıoğlu'nu dua ile anıyorum."
Cemaat yazarları, Karaman'ın bu ifadelerinin Yazıcıoğlu'nun öldürülmesine "caiz" fetvası anlamına geldiğini söyledi.
Tartışmalar tam gaz devam ederken Twitter'da Fuat Avni adıyla Başbakan ve Başbakanın tüm yakın çevresi hakkında çok ilginç bilgiler veren kişinin yazdıkları, 25 Mart'ta nasıl bir sürprizle karşılaşacağımızın habercisi gibiydi.
Cemaat'e yakın olduğu anlaşılan ve kısa sürede 200 binden fazla takipçiye ulaşan bu hesaptan AKP içinden birçok kulis bilgisi paylaşılıyordu. Öyle ki Obama-Erdoğan görüşmesinin özel detayları bile medyaya yansımadan günler önce bu hesaptan duyurulmuştu.
"BEYEFENDİ HABERDARDI"
Fuat Avni adlı hesaptan 21 Şubat 2014'te "Alın size turpun en büyüğü Muhsin Başkan'ın öldürülmesinden Beyefendi haberdardı. Bunu devletin bekası için kabullenmişti. Beyefendi'nin en büyük korkusu bunu bildiğine dair ses kaydının ortaya çıkacak olması." şeklinde atılan tweetler tartışmayı bir kez daha ateşledi.
Fuat Avni adlı kişi, açtığı blog sitesinde Yazıcıoğlu olayının detaylarını anlattı.
Operasyonel olaylarda kullanılan kişilerden biri ile tanıştığını belirten Fuat Avni, bu kişinin kendisine "Ankara‘da bir hakim Kozmik Oda‘ya girmeden evvel biz girdik. Orayı temizlememiz istendi. Üç kişi geceli gündüzlü temizlik yaptık. Fakat başımıza bir şey gelir korkusuyla bir çok belgeyi de yedekledik. Hepsi elimizde. Uzun zamandır operasyona bizi göndermiyorlardı. Bir kaç ay evvel ekipteki bir kaç kişi yeni bir infazı konuşuyorlardı. Ne oluyor diye sorunca, -abi şu meşhur gizli tanık namussuzunu ortadan kaldırmazsak bir numarayı bile deşifre edeceğim demiş,- dediler. Meşhur gizli tanık dedikleri maalesef Muhsin Yazıcıoğlu'ydu. Herkesin güvendiği tek siyasetçi olduğundan bir çok belge ona giderdi." dediğini aktardı.
Fuat Avni devamını şöyle anlattı:
"Gelelim zatın anlattıklarına… ‘Abi Muhsin Başkan‘ı öldüreceklerini anlamıştım, günlerce uyuyamadım’ dedi.
‘Sonra bir gün ekibe acil hareket emri geldi. Helikopterle M. Başkan‘ın öldürüldüğü yere geldik. İnfaz çoktan gerçekleşmişti ve bizden olay yerini temizlememiz istenmişti.’ O gün daha dün gibi aklımda: ‘olay yerini temizlerken kayda aldım her şeyi’ dedi. Gözyaşları içinde dinledim onu. Merak etme ne yapabileceğimize bakalım, ben sana rapor alacak birilerini bulurum inşaallah dedim. Elindeki bilgi ve belgelere gelince onları da güvendiğimiz birilerini bulursak bir şekilde verelim. Hatta o gün aklıma Taraf gelmişti.. Günlerce güveneceğimiz bir mecra bulmaya çalıştım. 2007‘den beri Başbakan ve etrafındaki kimseye güvenmiyordum. Hayatımın en büyük hatalarından birini o günlerde yaptım. Emniyet istihbarattaki birine durumu anlattım. Teyit edelim anlattıklarını dedi.
Bir tarihte karar kıldık. Benim ofiste onları buluşturdum. İstihbarattan 3 kişi geldiler. İçlerinde sadece arkadaşım olanı tanıyordum. Bana anlattıklarının aynısını onlara anlatmaya başladı. Biri sadece izliyor öbürü not alıyor diğeri de dikkatle sorguluyordu. Görüşmeden 3 gün sonra ofisime geldiler. ‘Anlattıklarının hepsi doğruymuş belgeleri ondan alacağız merak etmesin raporu da ayarlıyoruz’ dediler. Kozmik Oda‘daki bilgiler Muhsin Başkan‘ın vefatıyla ilgili bilgi ve görüntüler bu kişilere verilmiş oldu. Peki belgelerin akibeti ne oldu? Meğer bana gelen istihbaratçılar K.Özdemir‘in (Kemalettin Özdemir) yıllardır beraber oldukları ve onu efsaneleştiren kişilerden bazılarıymış. Ne kadar bilgi, belge, görüntü varsa K.Özdemir‘in eline geçmişti. Bunu aylar sonra B. Atalay bazılarımızın olduğu ortamda bizzat söyledi. ‘Sizden hiç bir şey olmaz K.Özdemir olmasaydı değil siz, ben, Beyefendi bile içeri girecekti’ deyip kendisine ulaşanları açıklamıştı. Bir şey daha: çok önemli bazı siyasetçi, iş adamı, bürokrat, yargı mensubu kişilerin kasetleri de kozmik odadan onların eline geçmişti.
Alın size turpun en büyüğü Muhsin Başkan‘ın öldürülmesinden Beyefendi haberdardı. Bunu devletin bekası için kabullenmişti.
Beyefendi‘nin en büyük korkusu bunu bildiğine dair ses kaydının ortaya çıkacak olması. Korkunun ecele faydası yok. Allah Kadir-i Mutlak…"
Cemaat'e yakın bu kişinin anlattıklarına bakılırsa olay sadece Muhsin Yazıcıoğlu'nun ses kaydı ile de sınırlı değil. Görüldüğü gibi yazının içeriğinde Kozmik Oda'dan birçok belgenin dışarı çıkarıldığı da anlatılıyor. Hatta birçok siyasetçiye ait olduğu iddia edilen kasetlerin de Kozmik Oda'dan sızdırılarak Kemalettin Özdemir'e yakın olan istihbaratçıların eline geçtiği belirtiliyor.
Kemalettin Özdemir Cemaat'ten ayrılarak AKP saflarına katılan isimlerden biriydi.
Anlatılanlara bakılırsa Cemaat özetle Kozmik Oda'dan siyasetçilerin kasetlerinin çıktığını, Ergenekonvari bir yapının Muhsin Yazıcıoğlu'nu infaz ettiğini, Kemalettin Özdemir ve Başbakan'ın da bu yapı ile işbirliği içinde olduğunu söylemek istiyor.
Peki bu yazılanlar yeni bir operasyon hazırlığı mı, yoksa yeni bir algı operasyonu mu?
Tecrübelerimizden yola çıkarak bu sorunun cevabının da "Zaman"la ortaya çıkacağını söyleyebiliriz. Biraz sabır...
http://www.odatv.com/n.php?n=muhsin-yazicioglunu-erdogan-oldurdu-diyecekler-0903141200
0 comments
Write Down Your Responses