Veli Küçük ilk kez konuştu! Erdoğan'ın elini Amerika'da neden sıkmadı?
İsmi sıkça gündeme gelen fakat bugüne kadar Türk basınına
konuşmayan Veli Küçük ilk kez Hikmet Çiçek'e konuştu. Usta gazeteci Çiçek 5 yıl
boyunca Küçük'le görüştü, mahkeme kayıtlarını inceledi
Aydınlık yazarı Hikmet Çiçek, emekli Tuğgeneral Veli Küçük.
Onları buluştukları yer; Silivri Cezaevi. Ergenekon davasının tutuklusu usta
gazeteci Hikmet Çiçek, aynı davada iki kez ağırlaştırılmış müebbet ve 99 yıl
ağır hapis cezası alan Veli Küçük'ün hayatını yazdı. Kaynak Yayınları'ndan
çıkan "Ben Veli Küçük" kitabında Çiçek, Küçük'ün hapishane
günlüklerini, tutuklanmadan önce yaşadıklarını, onu tanıyanların anlatımlarını
yazdı. Kitapta Veli Küçük'ün ilk kez yayımlanan birçok fotoğrafı da bulunuyor.
En çok merak edilen JİTEM'i sordu. Çiçek ve Küçük, Ergenekon duruşmasının
başladığı 20 Ekim 2008'den karar duruşması 5 Ağustos 2013'e dek konuştu. İşte
bu "suç ortaklığı"ndan çıkan kitaptan Çiçek'in kaleme aldığı
bilinmeyen Veli Küçük:
Başbakan, Küçük'ü görünce...
Yıl 2004. Veli Küçük eşi Necla Küçük'le birlikte ABD'dedir.
Amerika'da yaşayan Türklerin oluşturduğu ATAA kuruluşunun davetlisi olarak
gelmiştir. ATAA mensuplarına Türkiye'nin PKK, Doğu ve Ermeni sorunlarıyla
ilgili bir konuşma yapacaktır. Aynı günlerde Erdoğan da Amerika'daydı. Küçük,
konuşma yapacağı otele eşiyle beraber gitti, tam otelin kapısına geldiklerinde
diğer yönden kapıya yanaşan araçları gördü. Araçlardan birinden inen Erdoğan,
Veli Küçük'ü görünce tokalaşmak amacıyla Küçük'e yönelir. Veli Küçük, eşinin
"Veli yapma" uyarısına rağmen, Erdoğan'ın elini sıkmaz ve arabasına
geri döner. Erdoğan'ın yanında olanlardan ve durumu anlayan Kürşat Tüzmen Veli
Küçük'ün yanına gelir, akşam yemekte Erdoğan'la birlikte olmalarını ister.
Küçük bu teklifi de reddeder. Emekli General, Erdoğan'la bir daha
karşılaşmayacaktır.
JİTEM
Veli Küçük bu konuda Çiçek'e şöyle diyor: "Kamuoyunda
ve basında sıkça kullanılan, JİTEM ve Veli Küçük ikilemesi, kasıtlı olarak
saptırılmıştır. Jandarma istihbaratının gayri yasal bir kurummuş gibi
algılanması için, 'Jİ-TEM' bazı kesimler tarafından sistemli ve planlı olarak
daima gündemde tutulmuştur. Ben, Türkiye genelinde kurulan Jandarma Genel
Komutanlığı İstihbarat Gruplar Komutanı olarak görev yaptım. Bu teşkilat
İçişleri Bakanlığı'nın onayıyla kurulmuştur. Görev saham Türkiye'nin tamamını
kapsıyordu. Teşkilatımın operasyonel bir görevi olmadığı gibi, hiçbir
personelimde böyle bir faaliyete girmemiştir. Benim kuruluşunda yer aldığım bu
teşkilatla, Jandarma'nın istihbarat faaliyetleri bir bir el altında toplanmış
oluyordu. Bu çalışmanın çok isabetli olduğu hemen anlaşıldı. İstihbarat Gruplar
Komutanlığı olarak, aldığımız bilgileri istihbarat haline getirerek, bağlı
olduğumuz Jandarma Genel Komutanlığı'na bildiriyorduk. O zaman yaptığımız
çalışmalarda Türkiye'nin bugünlerini görmüştük."
Küçük, Kürtçe yayın istedi
1970'li yıllarda
Ankara ve İstanbul gibi büyük kentlerde geceleri belli saatlerde televizyon
yayını başlamıştı. Şırnak'ta ise Türkçe radyo yayını dahi dinlenemiyordu.
Şırnak, Veli Küçük'ün hayatında Kürt halkıyla ilk temasıdır. Bundan 40 yıl önce
Şırnak'tan Jandarma Genel Komutanlığı'na yazdığı raporunda TRT'nin "Kürtçe
yayın yapmasını" önerdi. TRT'nin Kürtçe radyo yayını 40 yıl sonra, 2013
Eylül ayında başladı!
Ermeni kuruluşunu Ağrı'ya sokmadı
Yıl 1992'dir. İçişleri Bakanlığı'na başvuran bir Ermeni
kuruluşu, Samsun'dan başlamak üzere, Adana'ya kadar ve doğu illerini de
kapsayan bir "Tarihi Ermenistan Gezisi" düzenlemek
için izin istemektedir. Bu talep Bakanlık tarafından kabul
edilmiş ve valiliklere yazı gönderilmiştir. Yazıda gelecek heyete her açıdan
yardımcı olunması istenmektedir. Gerekli tedbirlerin alınması amacıyla valiler
tarafından il jandarma komutanlıklarına da yazı gönderilmiştir. O tarihte Ağrı
İl Jandarma Komutanı olan Veli Küçük'e gönderilen yazının başında şöyle
yazmaktadır: "Fransa'da faaliyet gösteren C.I.E.O adlı bir Ermeni
kuruluşunun 12-27 Temmuz 1992 tarihleri arasında 'Tarihi Ermenistan' adı altında
bir gezi düzenleyecekleri, bu gezinin
Samsun-Trabzon-Ağrı-Doğubeyazıt-Van-Diyarbakır-Gaziantep-ŞANLIURFA ve ADANA
illerini kapsadığı; gelecek heyetin organizatörlerinin Ermeni asıllı Fransız
vatandaşları ve din görevlileri Rene Leonian ile Rene Gralut isimli şahıslar
oldukları..."
Veli Küçük, gelen yazıya karşılık valilik makamına ve üst
makamlara 13 Temmuz 1992 tarihinde şu cevabı verir: "-Tarihi gerçekler göz
önüne alındığında, belirtilen yerlerin geçmişte Tarihi Ermenistan olmadığını;
Bu bölgeler, emperyalist devletlerin ve Ermeni lobilerinin göz koyduğu yerler
olduğunu; Bölgede, tarihte Ermeni Krallığının kurulduğunun Batı basınında
devamlı işlendiğini, oysa böyle bir krallığın hiçbir zaman olmadığını; Bu
geziden amacın, Ermenistan'ın emellerine hizmet olduğunu; Böyle bir gezinin
Ermeni lobilerinin yanı sıra PKK'nın da emellerine hizmet amaçlı olduğunu;
Böyle bir geziye müsaade edilmesinin son derece sakıncalı olduğunu..."
belirtir.
Yine de belirtilen gezi yapılır. Ancak Veli Küçük, gelen
heyeti sorumlu olduğu Ağrı bölgesine, Dışişleri'nin baskı ve ısrarlarına rağmen
sokmaz!
Karadayı'ya mektup
Eski Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, Fikret
Bila'nın kendisiyle yaptığı ve 23 Ocak 2009 günlü Milliyet'te yayımlanan
söyleşide "Veli Küçük adımı kullanmış" dedi. Onu tanımadığını
söyledi. Bunun üzerine Küçük, Silivri 5 No.lu Cezaevi'ndeyken Karadayı'ya bir
mektup yazdı. O mektupta tutuklanma gerekçelerinden biri olarak şunu belirtti:
Türk vatanının bölünmez bütünlüğünün yanında olmam,
"Atatürk'ün cumhuriyetini yıktırmam" demem, "İslam İslamdır,
İslamın ılımlısı, yumuşağı olmaz" demem, ABD ve AB'ye karşı olmam,
"Ermeniler işgal etmiş oldukları can Azerbaycan'ın 17 bin kilometre
toprağını terk edecek, etmezse ettirilecekler" demem, özellikle
başkanlığına seçimle gelmiş olduğum, 50 milyon kişiyi temsil eden Dünya
Azerbaycanlılar Kongresi'ndeki (DAK) etkinliğimi kullanarak, 35 milyonluk Güney
Azerbaycan'da yaşayan Türkleri, ABD'nin ısrarlı isteklerine karşın, istedikleri
gibi örgütlenmeleri için çaba sarf etmemiş olmam nedeniyle tutukluyum. Oysa bunlar
benim şeref madalyalarımdır
Mehmet Bozkurt
0 comments
Write Down Your Responses