AKP aracı gönderdi
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı,
müzakere sürecinde gelinen noktayı bir deklarasyonla açıkladı. PKK'ya yakın
Fırat Haber Ajansı'nda yer alan açıklamadatemel taleplerini "Kürt kimliği
ve kültürünün anayasal güvenceye alınması, demokratik özerkliğin tanınması ve
anadilde eğitim" şeklinde sıralayarak, “Bu temel talepler karşılanmadan
ayrıntıda konuşulan ve yapılanlar hiçbir anlam ifade etmez” denildi.
AKP ARACI GÖNDERDİ
Açıklamada şu ilginç ayrıntıya da
yer verildi:
"2006 yılında gerçekleşen
serhıldanlar ve gerilla direnişi AKP’yi daha fazla zorlamıştır. Bu direnişler
karşısında fazla ayakta kalamayacağını düşünen AKP hükümeti aracılar göndererek
ateşkes ilan edilmesini istemiştir. Kürt Halk Önderi bazı adımlar atılacağı
düşüncesiyle 1 Ekim 2006’da ateşkes ilan edilmesini istemiştir."
Açıklamada son ateşkes için de
şunlar yazıldı:
"AKP hükümeti kapsamlı bir
savaşla Kürt Özgürlük Hareketi’ni bitireceğine inanmıştı. Kimi iç ve dış güçler
AKP’yi bu konuda teşvik etmişlerdi. Ancak yoğun çatışmaların yaşandığı bu
savaşta zorlanan Türk ordusu ve AKP hükümeti olmuştur. AKP hükümeti 2012
yılındaki savaşın 2013’te sürmesi halinde iktidarını kaybedeceğini görmüştür.
İmralı’ya heyetler göndererek çatışmasızlığın sağlanmasını talep etmiştir.
Önder Apo AKP hükümeti ve devletin Kürt sorununun askeri güçle ezilemeyeceğini
anladığını düşünerek, görüşmeler sonucu Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Kürt
sorununun demokratik çözümünün sağlanmasına zemin sunmak için gerillaların
çatışmasızlık konumuna geçmesini istemiştir."
PAKETE NE DEDİLER
Açıklamada Demokratikleşme Paketi
ise şöyle değerlendirildi:
"Kuşkusuz bu paket kamuoyu
tarafından esas olarak Kürt sorununun çözümü ve bu temelde Türkiye’nin
demokratikleşmesi çerçevesinde ele alınmıştır. Çünkü Kürt hareketi ve Önderliği
tarafından başlatılan bir süreç vardı. Paketin de bu sürecin gereği olarak Kürt
sorununu çözmesi yönünde önemli açılımları kapsaması gerekirdi. Ama paket çözüm
amacıyla değil de, oyalama için hazırlandığı için sadece Kürtlerde değil,
demokratikleşme yönünde beklentisi olan tüm kesimlerde de hayal kırıklığı
yaratmıştır. Mezhepçi zihniyet ve milliyetçi anlayışların halkları birbirine
boğazlattığı bir bölgede halkların kardeşliğini, tüm farklılıkların özgünlüğünün
özerkliği ve özgürlüğünü esas alan ve makul bir çözüm yaklaşımı ortaya koyan
Önder Apo’nun ve Kürt Özgürlük Hareketi’nin bu yaklaşımlarına gereken değerin
verilmemesi Türk devletinde ve siyasi karar alıcılarında milliyetçiliğin ve
inkarcılığın ne düzeyde olduğunu göstermektedir."
0 comments
Write Down Your Responses