Özbolat: ortadoğu'daki mezhep savaşlarının mimarı AKP iktidarıdır
CHP’li Durdu Özbolat, Ortadoğu’da
mezhep savaşlarına varan siyasal ayrışmada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın
önemli rolü olduğunu belirterek, izlenen politikalarla da bunun çok net bir
şekilde ortaya konulmakta olduğunu söyledi.
Antalya’da, Alevi Kültür
Dernekleri Konyaaltı Şubesi’nce düzenlenen ‘Ortadoğu Türkiye ve Aleviler’
konulu panelde konuşan CHP Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat,
Ortadoğu’daki mezhep savaşlarının mimarının Başbakan Erdoğan olduğunu
belirterek, “Ortadoğu’da mezhep savaşlarına varan bu siyasal ayrışmanın mimarı
bana göre Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dır. Suriye’de bunu o kadar net ortaya
koydu ki, El Kaide bağlantılı El Nusra’yı destekleyip, eğitim verip,
silahlandırıp oraya gönderirken sınırı açıp, hatta Suriye’deki yönetimi tehdit
edip oraya her an bir savaş açacakmış gibi davranmasının nedeni, biraz da orada
yönetimdekilerin Nusayri yani Alevi olmalarıdır” dedi.
Başbakan Erdoğan’ın, bu konudaki
düşünceni Reyhanlı saldırısında hayatını kaybedenlerle ilgili yaptığı
açıklamasında da ortaya koyduğunu vurgulayan Özbolat, “El Nusra’nın veya El
Kaide’nin yaptığı düşünülen Reyhanlı saldırısında ölenleri de hemen tasnif
etti. Bu kendi iç dünyasındaki içe vurumdur. Bir başbakan kendi ülkesinde ölen
vatandaşlarının etnik kökenleri ile ilgili bir açıklama yapıyorsa o pek de
masumane bir açıklama olamaz” ifadesini kullandı.
DEDİM Kİ ‘HERHALDE HERKES GİBİ
BİR İNSAN’
Başbakan Erdoğan’ın, Cem Evlerine
bakış açısını da eleştiren CHP’li Özbolat, “ Cem Evleriyle ilgili söyleminde de
bizim ibadet yeri dediğimiz yere cümbüş yeri gözüyle baktıklarını ortaya
koymuşlardı. O inanca mensup olan insanları da katli vacip olarak
değerlendiriyorlar. Düşününki; Mısır’da ölen bir kız çocuğunun mektubunu
okurken gözyaşlarını tutamadı. Ama Suriye’de gencecik insanların yere yatırılıp
türküler, şiirler, dualar eşliğinde testerelerle, kör bıçaklarla kesilmesi
sahnesini ise yok sayıyor. Bu çok büyük bir çelişkidir. Başbakanı ağlarken
görünce dedim ki herhalde bu da herkes gibi bir insan. Olumsuz bir şeyi gördü,
çok üzüldü diye düşündüm. İnsan sadece kendi yakınına, kendi ailesine üzülüp
ağlamamalı, bütün insanlık için bir olumsuzluk olduğunda aynı duyguyu
yaşamalıdır” diye konuştu.
Irak’ta 2,5 milyona yakın insanın
öldüğünü, binlercesi yaralandığını ve sakat kaldığını vurgulayan Özbolat,
“Ortadoğu’da kan gövdeyi götürüyor. Irak’ın durumu ise şimdi de malum.
Birlerinin camisini bombalayan bir topluma dönüştürdüler. Şimdi Suriye, Mısır
ve Libya’da aynı durumda. Ortadoğu’da mezhep savaşları artık bir çılgınlık
boyutuyla devam ediyor. El Kaide her yere el atmış durumda” dedi.
Konuşmasında, Anayasa Mahkemesi
Başkanı Haşim Kılıç’ın geçtiğimiz günlerde bir konferansta yaptığı konuşmaya da
değinen Özbolat, şunları söyledi:
“İktidar yanlısı olarak bilinen
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, geçenlerde bir konferansta Suriye’deki o
vahşetlerin kasetlerini, resimlerini gördükten sonra, ‘Bunlar Müslüman’sa ben
değilim’ dedi. Başbakan hala o konuda sesini çıkartmıyor. Demek ki, Haşim
Kılıç’ın rahatsızlık duyduğu noktalarda Başbakan değil. Ortadoğu her geçen gün
biraz daha bu kavganın içerisinde olacak çünkü çok önemli petrol yataklarına
sahipler. Güçlü bir Irak, Mısır ve Suriye’yi, ya da güçlü bir İran’ı, hatta
güçlü bir Türkiye’yi istemiyorlar.”
ÇÖZÜM NOKTASINDA DEĞİL
Türkiye’nin uzun yıllar yaşadığı
kirli savaşta 50 bine yakın insanın hayatını kaybettiğin, onbinlerce insanın
yerinden yurdundan olduğunu da ifade eden Özbolat, AKP iktidarının bu soruna
bağlı olarak hazırladığı sözde çözüm paketinin ise boş çıktığını söyledi.
Yapılan düzenlemelerin çözüm noktasında olmadığını belirten Özbolat, bununla
ilgili düşünceleri ise şöyle aktardı:
“Devlet kendi vatandaşlarına ne
yazık ki düşman gibi davrandı. Beş bine yakın köy boşaltıldı. Yaklaşık 17 bin
civarında yargısız infaz yapıldı ve bunların failleri ne yazık ki belli değil.
Binlerce insan tutukladı, on binlercesi yerinden, yurdundan oldu. Bugün
geldiğimiz noktada demokrasi, ya da çözüm paketi adı altındaki geldiğimiz
süreçte ben, bu anayasanın sivil olmasını en çok arzu edenlerden biri olarak bu
iktidarın demokrasi anlayışının çözüm noktasında olmadığını düşünüyorum. Ne
Kürler için, ne Aleviler için ne Türkiye’de yaşayan diğer topluluklar için
gerçekten mutlak bir çözümü getirecek hiçbir düzenlemenin olmadığını aksine
türbanın bugüne kadar giremediği alanlara girmesine fırsat veren bir
düzenlemedir.”
YETER ARTIK
Konuşmasında, Alevilere artık
birlik olmaları ve örgütlenmeleri çağrısında da bulunan CHP’li Özbolat,
sözlerini şöyle tamamladı.
“Alevilerin Türkiye’deki, ya da
Anadolu’daki uğradığı haksızlıklar son 10 yıl ya da son 20-50 yıla sığdırmak
mümkün değil. Bin yıldır devam ediyor. Şimdi Alevilerin yaşadıkları
olumsuzluklardan bir ders çıkartması lazım. Bu kadar zulme uğrayan. Bu kadar
haksızlığa uğrayan bir toplum nasıl olurda bir önlemini almaz, nasıl olurda bir
ses, bir örgütlenme içerisinde olmaz onu merak ediyorum. Bu kadar acılar yaşayan
bir toplum hala bir arada değil, Herkesin kendine göre bir Alevilik Alevi’si
var. Ya da herkes kendine göre bir Alevilik tanımlamaya çalışıyor. Üzülerek
söylüyorum; bu kurumların başındaki arkadaşlarımıza düşen çok önemli görevler
var. Maraş katliamını da yaşamış birisi olarak söylüyorum; Bir insanın sadece
inancı yüzünden daha doğmamış çocuğundan başlayarak katledilmesi asla kabul
edilecek bir şey değil. Bu kurumların başındaki arkadaşlarımızın bir an önce
kendilerine göre Aleviliği dizayn etmeye çalışmaları, kendilerine göre
Aleviliği tarif etmeyi bıraksınlar. Lideri, önderi olmayan toplumlar zaten
dağınık olurlar. Bir an önce derleyip, toparlayacak, bir araya getirmeyi
sağlayacak bir atmosferi yakalamanız, bunu kurmanız lazım. Bu yöneticilerimiz
eğer gerçekten siyaset yapmak istiyorlarsa o zaman o kurumların başından
ayrılmaları lazım.”
0 comments
Write Down Your Responses