'Yolsuzluk ve rüşvet' operasyonu ne anlama geliyor?
İstanbul Cumhuriyet
Başsavcılığı'nca bu sabah 'yolsuzluk ve rüşvet iddiasıyla' ilgili yürütülen
soruşturma kapsamında çeşitli adreslere operasyonlar başlatıldı. Şu ana kadar
20'den fazla kişinin gözaltına alındığı operasyon 3 ayrı soruşturmayı içeriyor.
Birinci soruşturma işadamı Aliağaolu'na, ikinci soruşturma Fatih Belediye
Başkanı Mustafa Demir ile Muammer Güler'in oğlu Barış Güler, Zafer Çağlayan'ın
oğlu Salih Kaan Çağlayan'a, üçüncü soruşturma ise işadamı Reza Sarrab ile Halk
Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan'ın aralarında bulunduğu şahıslarla ilgili
olduğu öğrenildi. Soruşturma kapsamında, Ali Ağaoğlu'nun da aralarında
bulunduğu 20'den fazla kişi gözaltına alındı. Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu
kapsamında Ankara' da 5 kişinin gözaltına alınarak İstanbul'a götürüldüğü
bildirildi. Gözaltına alınanlar arasında Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın oğlu
Salih Kaan Çağlayan, Ekonomi Bakanının Özel Kalem Müdürleri M.B.K ve O.K, Çevre
ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın Danışmanı S.S Çevre Şehircilik Genel Müdürü
M.A.K gözaltına alındı. Soruşturma Zekeriya Öz'ün sorumluluğunda Bakanların
oğlunun da şüphelileri arasında bulunduğu soruşturmayı Ergenekon soruşturmasını
başlatan ve daha sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili yapılan Zekeriya Öz
ile ona bağlı olarak görev yapan savcı Celal Kara yürütüyor.
İkinci "7 Şubat"
Ankara kulislerinde bir süredir
AKP Hükümeti'nce Fethullah Gülen Cemaati'ne ve bağlı kuruluşlara, şirketlere
yönelik operasyonlar yapılacağı konuşuluyordu. Ancak tam tersi oldu ve Türkiye
güne, Tayyip Erdoğan'ı ve AKP Hükümeti'ni zorda bırakacak bir operasyonla
başladı. Bakanların çocukları ve danışmanlarının da operasyon kapsamında
olması, akıllara 7 Şubat 2012'de KCK soruşturması kapsamında MİT Müsteşarı
Hakan Fidan'ın ifadeye çağrılmasını getirdi. Tayyip Erdoğan söz konusu
operasyona büyük tepki göstermiş ve Hakan Fidan üzerinden kendisinin hedef
alındığını televizyon ekranlarından açıklamıştı. Hakan Fidan, söz konusu
operasyondan kurtarıldı ve Tayyip Erdoğan "devlet içinde devlet oldular"
diye nitelediği Cemaat'in bürokrasideki ayaklarında temizlik başlattı. Önce
Erdoğan'ın koruma ekibi, "Başbakan'ı dinlettiler" diyerek görevden
alındı, ardından Emniyet İstihbarat'ın yönetimindeki Fethullahçı kadrolar başka
yerlere yollandı. Ve en sonunda iş dersanelerin kapatılması tartışmasına kadar
geldi.
Kavga, geri döndürülemez noktada
Eski Ergenekon Savcısı Zekeriya
Öz'ün yönetimindeki son operasyon, devlet içinde özellikle güvenlik
kurumlarında çeşitli parsellere hakim olan Fethullah Gülen ve Tayyip Erdoğan
arasındaki kavganın artık geri döndürülemez noktaya ulaştığının kanıtı olarak
görülüyor. Emniyet teşkilatının bağlı olduğu İçişleri Bakanı'nın oğlunun, Polis
tarafından hazırlanan ve Savcı'nın emriyle uygulamaya geçirilen bir
soruşturmanın hedefi olması, "istediğiniz kadar temizlik yapın, bizim hala
gücümüz var" mesajı olarak da niteleniyor. Ama daha önemlisi, kavganın
daha fazla büyüyeceğinin işareti olarak görülüyor ve şu niteleme yapılıyor:
Artık silahlar kınından çıktı taraflardan birisi yenilmeden yerine
konulmayacak"!
0 comments
Write Down Your Responses