Çok kızıyordu ama sonunda
Hürriyet'in Washington muhabiri Tolga Tanış, Irak Savaşı’nın
mimarlarından olan ve Hudson Enstitüsü’nde çalışan ünlü neo-con’lardan eski
Savunma Bakanı Yardımcısı Doug Feith ile konuşmasını Hürriyet Pazar'daki
köşesine taşıdı. Tanış, AKP'nin politikaları ile neo-con'ların politikalarının
birbirine ne kadar benzediğini yazdı.
İşte Tanış'ın o karşılaştırması:
(Feith) Obama’nın Suriye’de hızlı ve kısa saldırı taktiğini
yerden yere vuruyor. “Endişem, eğer Başkan Obama Esad Hükümeti’ni indirmek
üzere tasarlanmış değil, ufak bir harekât yaparsa Esad ayakta kalır ve ‘Görüyor
musunuz’ der, ‘Ne kadar güçlüyüm." Türkiye’deki neo-Osmanlılar ne diyor?
Aynısını.
"Obama nerede hata yaptı?” dedim Feith’e. “Yönetim,
amacının Esad Rejimi’ni indirmek olduğunu söyledi. Ve bunu açıkça başaramadı.
Benim fikrimin ne olduğunun önemi yok. Bu yönetimin kendi belirlediği bir
amaçtı” dedi. Bugün Amerika’yı Suriye konusunda eleştiren neo-Osmanlılar ne
diyor: “Madem inmeli dedin, indir.”
“O zaman Obama Yönetimi’nin genel stratejisi ne olmalı?”
dedim.
Feith şöyle dedi: “Buradaki stratejik önem, İran’ın
Ortadoğu’daki en yakın dostunun İran olması. Eğer Esad bunu atlatırsa, İran’ın
Ortadoğu’daki pozisyonu güçlenir.” Suudileri bir kenara koyun. İran’la bugün
perde arkasında en fazla çekişen kim? Bir yandan Suriye’de… Bir yandan
Bağdat’ta. Bir yandan şimdi Lübnan’da. Neo-Osmanlılar değil mi?
“Esad devrildi diyelim, radikaller sizi endişelendirmiyor
mu?” dedim Feith’e. “Bizim ve dostlarımızın bu ihtilafta İran’ın kazanmamasında
büyük menfaati var. Esad’ın yerine kötü insanların geçme tehlikesi olsa bile”
dedi. “Peki ya El Kaide” dedim. “El Kaide’nin yönetimi ele alacağı net değil.
Bu sadece bir ihtimal. Esad ve İran’ın kazanmasıysa kesinlikle büyük bir
problem olacaktır” dedi. En büyük düşmanımın düşmanı El Kaide bile olsa göz
yumarım. Neo-Osmanlılar da Suriye’de bugün aynısını yapmıyor mu?
“O zaman yönetim en büyük hatayı nerede yaptı?” dedim
Feith’e. “Yönetim gerçeklikten kopmuş gözüküyor. Sanki Esad, iktidarını
isteyerek bırakacakmış gibi müzakere edilmiş bir çözümden bahsedip duruyorlar.
Bu gerçekçi değil. Ve yönetim asla gerçekçi olmayan bir öneriyle gayriciddi
gözüküyor” dedi. Washington’ın toplamaya çalıştığı yeni Cenevre Konferansı için
neo-Osmanlılar da aynısını söylemedi mi?
“Sorun ne sizce?” dedim. “Bu adamlar son derece zeki
insanlar, bunları görmüyor mu?” Aynen şöyle dedi: “Etrafımızda entelektüel
açıdan etkileyici bir sürü insan var. Ama bu insanlarda bir ulusal güvenlik
krizi sırasında olmasını istediğiniz muhakeme yoktur. Kendilerinden farklı
kişilerle nasıl baş edeceklerini bilmezler. Esad da bir liberal değil” dedi.
Neo-Osmanlılar da aynı noktada değil mi: “Esad’ın anladığı dilden konuşacağız!”
“Son olarak, Irak Savaşı’ndan sonra aldığınız eleştirileri
düşününce bugün ne hissediyorsunuz?” dedim. “Size haklıymışsınız diyenler
çıkıyor mu?” Tarih devam eden bir süreçtir. Ama insanlar şimdi Esad’ın nasıl
davrandığına bakarsa, Bush yönetiminin Saddam Hüseyin konusunda neden endişe
ettiğini daha kolay anlar” dedi
0 comments
Write Down Your Responses