Gül+Gülen+Kılıçdaroğlu üçlüsünün “Restorasyon hükümeti” planı
Haziran Halk Hareketi, birinci
vuruşta Tayyip Erdoğan’ı saf dışı bırakmıştır. Türkiye’nin önündeki iktidar
seçeneklerinde O’nun adı gözükmüyor.
Artık AKP’nin geleceğini belirleyen
merkezler de, başka yollar arıyorlar. Rafet Ballı’nın AKP’nin geleceğini
belirleyen kaynaklara dayanarak yaptığı haberleri yeniden okuyunuz, orada her
şey var. Cemil Çiçek de, Rafet Ballı’nın yazdıklarını altına imzasını koyarak
doğruluyor (Utku Çakırözer, Cumhuriyet, 2 Eylül 2013).
Halk Hareketine Atlantik’ten
yanıt
Türkiye’nin önünde iki iktidar
tasarımı belirmiştir:
Birincisi, artık tasarım
değildir, yürürlüktedir. Haziran İsyanı, AKP iktidarını yıkma ve bir Millî
Hükümet kurma hedefini Türkiye’nin gündemine oturtmuştur. İşçi Partisi, günümüz
koşullarında emekçilerin de katılacağı iktidar matematiğini, CHP+MHP+İP
denklemiyle milletin önüne koymuştur.
İkincisi, Halk Hareketine yanıt
niteliğindedir. Hakim sınıflar, Türkiye’yi AKP+CHP işbirliğiyle yönetmek için
kapı arkalarında faaliyete geçmiş bulunuyorlar. Bu planın Atlantik güdümlü
olduğunu kuşkusuz en başta uygulamaya koyanlar biliyor. Onlara göre, planın
gücü buradan geliyor. Bize göre güçsüzlüğü.
Gül+Gülen+Kılıçdaroğlu işbirliği
Abdullah Gül ve F Cemaati, bir
yandan AKP içinde güç topluyor, bir yandan da CHP yönetimiyle kol kola giriyor.
Cemil Çiçek’in de bu tezgâhın içinde olduğu görülüyor.
İşleri acele. Kemal
Kılıçdaroğlu’nun F cemaatini aklamak için kendisini ortaya koyması ve F
cemaatinin “iş dünyasındaki gücünün” önüne siper olması telaşın verdiği
cesarettir:
'Cemaatten neden rahatsızlar
bilmiyoruz'
CHP Genel Başkanı, aynı söyleşide
Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığını desteklemekte diretiyor.
AKP+CHP koalisyonunun dış
politikası da yine CHP Genel Başkanının ağzından ilan edilmektedir:
'Esad yerinde kalsın demedik'
“Restorasyon” iktidarı olacakmış
Abdullah Gül+Fethullah Hoca+Kemal
Kılıçdaroğlu hükümetinin “bir restorasyon hükümeti” olacağı artık her köşede
dillendirilmektedir. “Türkiye’nin bir onarıma ihtiyacı olduğu” bugün piyasaya
sürülen anahtar program oluyor.
Tayyip Erdoğan+Abdullah
Gül+Fethullah Gülen üçlüsünün başını çektiği karşıdevrim, Halk Hareketi
kayasına çarpmıştır. İkili, Tayyip Erdoğan’ı feda ederek iktidarda kalmanın
yollarını aramaktadır. Tayyip Erdoğan’ın yerine konacak ortak olarak
Kılıçdaroğlu’nun seçildiği görülüyor.
Dördüncü ortak
“Restorasyon” ise, halkı bölme
programının adı oluyor. Böylece TSK da düştüğü yerden kaldırılacak ve hatta
“bir süre sonra hapisanelerin kapıları da açılacaktır” vaadiyle güç toplanıyor.
Böylece “Darbeciler temizlensin” makamından Org. Başbuğ’a ziyaret ve övgü
makamına gelinmiştir. Böylece Atlantik koalisyonunun dördüncü ortağı, Org.
Necdet Özel ve yanlışlıkla hapse atılanlar oluyor.
PKK ve BDP, bu iktidar
tasarımının kullanacağı güçler içindedir. Cemil Bayık da yeni projeyi
anlamıştır ve hemen PKK’ye yeni bir “araçsal” görev tanımlamıştır.
MHP niçin dışlanıyor?
Atlantik güdümlü iktidar
tasarımının en dikkate değer yanı, MHP’yi dışlamasıdır. Birçok ilerici yazar ve
çevre bu konuda yıllardır ciddî bir yanılgı içindeler. Bugün ABD ve İsrail
açısından iktidar mevzilerinin uzağında tutulması gereken güç, MHP’nin tabanıdır.
Devlet Bahçeli’nin varlığı, hiçbir zaman onlar için güvence değildir. Çünkü
İkinci İsrail tasarımına karşı çıkacak kuvvetlerin başında, İşçi Partisi’nden
sonra CHP’nin millici tabanı ve MHP’nin vatanseverleri bulunuyor.
İbranî Kürdistan’a var mısınız?
Böylece yine oraya geldik:
“Restorasyon” adı verilen programın bir ayağı da, “Müslüman İsrail” adı da
verilen İbranî Kürdistan’dır.
İbranî Kürdistan’ın karşısına
dikilecek güçler, kesinlikle iktidar odaklarının uzağında tutulmalıdır:
Gül+Gülen+Kılıçdaroğlu hükümetini tezgâhlayanların mevzilenmesini belirleyen
budur.
AKP iktidarının “restorasyonu”
“Restorasyon” adı altında hangi
haltın işlendiği de ayan beyan ortadadır:
Yıkılan AKP iktidarı restore
edilmek isteniyor. ABD’nin başka iktidar seçeneği yok. Kılıçdaroğlu CHP’si
devreye sokularak AKP iktidarı “yenilenecek”. Tayyip Erdoğan gidecek, onun
boşluğu YCHP ile doldurulacak.
Başarabilirler mi
Plan, karşıdevrimin planıdır.
Planın tuttuğu karşıdevrim
cephesi, zorluklarını belirlemektedir.
Bu planın karşısına aldığı güç,
Halk Hareketidir; bu hareketin kurmayı olan İşçi Partisi’dir.
CHP’nin millici denen çoğunluğu
hedeftedir.
MHP tabanı, örgütleri,
denetlenemeyen yöneticileri hedeftedir.
“Mustafa Kemal’in Askeri”
tanımına giren milletin ve Cumhuriyetin bütün güçleri hedeftedir.
Bu plan, özet olarak Türk
milletine karşıdır.
Bir sorun da, Tayyip Erdoğan
bertaraf edilirken, AKP’nin halinin nice olacağıdır? “Kırmadan dökmeden”
diyorlar ama, kolay mı?
Seçenek: CHP+MHP+İP hükümeti
Atlantik’in yeni iktidar
tasarımının bir tek seçeneği bulunmaktadır: CHP+MHP+İP’nin oluşturacağı Millî
Güçbirliği.
Peki, Abdullah Gül ve Fethullah
Gülen ile iktidar planları içine giren Kemal Kılıçdaroğlu yönetimiyle Millî
Güçbirliği nasıl olacak?
CHP yönetiminin önüne bu soruyu
hayat koymaktadır. Kılıçdaroğlu ekibinin önünde iki seçenek bulunuyor:
Ya Gül-Gülen ile ve PKK/BDP ile!
Ya da Halk Hareketiyle!
İkisi arasında dans
edemeyeceklerdir. Ederlerse, bunun sonuçlarına katlanacaklardır.
MHP’nin önünde ise, tek seçenek
bulunuyor. Atlantik beyleri, onlara Millî Güçlerle birlikte olmak dışında bir
seçenek bırakmıyor.
Doğu Perinçek
Aydınlık / ROTA
0 comments
Write Down Your Responses