İşte Gül’ün konuşmasından satır başları…
-Bizler evrensel değerlere olan bağlılığımızı dile getiriyoruz. İşbirliği içerisine etkili biçimde terörizme karşı mücadele veriyoruz. Kriz zamanlarından iç çatışmalar oluyor. Hükümetler bazen meşruiyetlerini kaybediyor. Meşruiyetlerini kaybetmiş liderler görevlerini bırakmıyorlar. Suriye’deki durum sınırlar dışına tehdit olmuş durumda.
-Demokratik süreç istikrar ve barışın temelini oluşturmaktadır.

-Bizler güvenilir bir BM’ye ihtiyaç duyuyoruz. BM’nin sorumlu davranması gerekiyor.
-Ancak BM yoluyla barışçıl bir şekilde bu süreci gerçekleştirebiliriz. Kararlı davranarak BM güvenilir olduğunu kanıtlamalı.

Yeni bir Güvenlik Konseyi’ne ihtiyaç vardır. 
-Türkiye bu silahların imhasında en büyük mutluluğu duyacaktır. Bu suçu işleyenlşer sorumlu tutulmalı ve hesap vermelidir. Ben kimyasal silahlar konusundaki anlaşmayı fırsat olarak görüyorum.
-Suriye’deki durum çok zor. Uluslararası toplum kimyasal silah kullanılmasaydı 100 binden fazla insanın ölümüne sessiz kalacaktı.

BAŞARISIZLIK UTANÇ VERİCİ
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin Suriye’de asli sorumluluğunu yerine getirmedeki başarısızlığı utanç vericidir
-BM Güvenlik Konseyi’nin sorumluluğunu yerine getirememesi üzücüdür. politik farklılıklar bu trajedinin sonlanmasını engellemiştir. Yüz binden fazla ölüden bahsediyoruz. Eğer biz bu çatışmayı durdurmazsak önümüzdeki yıl bu sayının 2 katını konuşuyor olacağız.
-Bir ülkede barışı sağlamak çok zordur. Kara vermediğimiz her gün Suriye’de durum daha kötüye gidecektir. Bir çok ulus kendisini oradan uzak tuttu.
-Suriye halkının acıları dindirilmeli. Uluslararsı toplum bunu görmezden gelemez.
-Mantıklı bir strateji gütmeliyiz.
-Kısaca bizler Suriye halkını kendi kaderlerine bırakamayız. Savaş sonlanmalıdır. Şu anda gerçek olarak hedeflerimizi ortaya koymalıyız. Bu bağlamda politik bir strateji gütmeli ve komşu ülkeler olarak biraraya gelmeliyiz.
-Filistin sorunu çok uzun zamandır devaö etmektedir ve adalete büyük bir olumsuzluk yaratmaktadır. Filisitin devletinin şu anki durumda bulunmaasının hiç bir yasal temeli yoktur. Bizler orada yasal olmayan yapıların yapılmasını destekleyemeyiz. Bizler taraflar arasında başlatılan barış sürecini desteklemekteyiz.
-Kıbrıs kousunda bizler barışçıl bir çözüm istiyoruz fakat bu şu ana kadar çözüme ulaşmadı. Türkiye garantör ülkedir. Bizler uluslararası toplumun Rum tarafını çözüm yoluna getirmesi konusunda teşvik etmesi gerektiğini düşünmekteyiz. Önümüzdeki ay koşullar olmaksızın görüşmelerin başlaması gerekir.

http://sozcu.com.tr