Erdoğan savaş istiyor
Başbakan Erdoğan, "Lokal
hedeflerin vurulması, nihai bir çözüme gidilmemesi, Suriye'de şartları çok daha
zorlaştırır" dedi.
İSTANBUL- Haliç Kongre
Merkezi'nde düzenlenen Siirt Günleri Kapanış Töreni'nde konuşan Başbakan
Erdoğan, Birleşmiş Milletler'in (BM) Suriye'de yaşanan olaylar karşısında aciz
kaldığını savundu.
"BM, bir kez daha olaylar
karşısında aciz kalmış, bir kez daha varlığını sorgulatır hale gelmiştir.
Bazıları diyorlar ki; 'Efendim kimyasal silah kullanılması sebebiyle müdahale'
eyvallah... Kimyasal silah şüphesiz ki çok daha büyük bir felaket. Ancak 100
bin kişinin ölümünü bir kenara koyuyoruz, sadece kimyasal silahla uğraşıyoruz.
Yani 100 bin kişinin ölümü, bizim için bir değer ifade etmiyor mu? Bunun
üzerinde durmayacak mıyız? Onlar insan değil mi, can değil mi? Bu canlar için
biz ses çıkarmayacak mıyız?" diye konuştu.
Zulme rıza gösterilmesini
"zulme ortaklık" olarak niteleyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Unutmayın, zulme rıza,
zulümdür. Biz şunu biliriz, 'Zulm ile abad olunmaz'. Bizler üç şeyi yapmak
durumundayız: Ya elimizle müdahale edeceğiz ya dilimizle müdahale edeceğiz.
Bunların hiçbirisini yapamıyorsak gönlümüzden buğz edeceğiz ki bu inancın en
zayıf noktasıdır. BM'nin acziyet içindeki tavrı, bırakınız Suriye'de ölümleri
durdurmayı, rejime güç vermiş, adeta rejimi katliamları nedeniyle
ödüllendirmiş, teşvik etmiştir. Bütün dünya susarken, bütün dünya Suriye'deki
insanlık dramına gözünü ve kalbini kapatırken, ne yazık ki BM de susmuş,
insanlık dramını seyretmekle yetinmiştir. Kimyasal silah kullanımının ardından,
BM'nin bir kez daha acziyet içinde kalması, bir kez daha adım atmamış olması,
insanlık tarihine kara bir leke olarak kazınmıştır."
"DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR"
Başbakan Erdoğan, Birleşmiş
Milletler'de adaletsiz bir temsil ve karar alma sistemi olduğunu söyledi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Hep söylüyorum, burada da
söyleyeceğim. Birleşmiş Milletler'i, 5 daimi üyenin iki dudakları arasında
mahkum etmek asla siyaset değildir, aksine bir zulümdür. Ne demek hocam? 1.
Dünya Savaşı'nın şartları içerisinde böyle bir karar alınmış diye ilanihaye bu
böyle mi devam edecektir? Gençler, yeni bir kampanya başlattılar, 'Dünya beşten
büyüktür' diye. Ben de bu kampanyayı destekliyorum. Evet dünya, beşten
büyüktür. Her zaman şunu söyledik: '15 üyeli bir BM Güvenlik Konseyi mi olacak?
15 üye... Bu sürekli olarak değişmeli. Asla bu bir üyenin reddiyle
reddedilmemeli. Nitelikli çoğunlukla reddedilmeli' Yani, bir üye veto ederse iş
bitti. Olur mu böyle şey? Nasıl bunu bir üyeye mahkum edersin? İşte şu anda BM
Güvenlik Konseyi bir karar alamıyorsa, bütün sebep 2 üye ama bunu bir üye de
yapabilir. Niye buna mahkum olalım, tüm insanlık niye buna mahkum olsun?"
Erdoğan, kendisine çok fazla
konuştuğuna dair eleştiriler yöneltildiğini dile getirerek, "Ben 76
milyonluk bir Türkiye'nin iktidar yaptığı bir partinin Genel Başkanı ve
Başbakan olarak halkımın bana vermiş olduğu yetkininin gereğini yapıyorum. Aynı
şeyi Mısır'da duyuyoruz. Vicdanımızın sesini duymak durumundayız. Buna sessiz
kalamayız" dedi.
"ADALETSİZLİĞİ G-20'DE DİLE
GETİRECEĞİM"
Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin
akan kanın durması için her formüle destek vereceğini anlatarak, şunları
söyledi:
"Biz, Türkiye olarak,
Suriye'de kanı durduracak, çocukların ölümünü engelleyecek; babalarının,
annelerinin gözleri önünde çocukların ölmelerini; çocukların gözü önünde anne
babaların yitip gitmesini önleyecek her formüle destek veriyoruz ve destek
vereceğiz. İstiyoruz ki o keskin nişancıların şehit ettiği Esmalar ölmesin,
istiyoruz ki o vücutlarında mermi izi olmayan o yavrular yerde yatıyor, o soğuk
bedenler olmasın. Bu noktada uluslararası toplumun geç kaldığını, zamanında
tepki vermediğini, şu anda da tepki vermekte geciktiğini biz her fırsatta ifade
ettik. Son 1 ay içinde, Fransa, Almanya, Yunanistan, Rusya, İngiltere, Malezya,
Katar, İtalya, Pakistan, Hollanda, Danimarka, Endonezya liderleriyle, ayrıca BM
Genel Sekreteri'yle telefon görüşmeleri yaptık. İnşallah çarşamba günü Saint
Petersburg'da G-20 zirvesinde olacağız. Bu zirvede de yine bu konuyu orada
gündeme getireceğiz. 20 ülkenin huzurunda bunu gündeme getireceğim ve orada
gerekli olan vicdanımızın sesini bütün dünya liderleriyle paylaşacağım."
'LOKAL HEDEFLERİN VURULMASI
OLMAZ'
Erdoğan, BM'nin karar almasını
istediklerini vurgulayarak, "Bu olmadığı takdirde, kanı durdurmak, kesin
çözüm üretmek için atılacak her adımı da destekleriz ve destekliyoruz.
Suriye’de, geçici tedbirlerin asla yeterli olmadığını, olmayacağını burada
özellikle hatırlatmak istiyorum. Lokal hedeflerin vurulması, nihai bir çözüme
gidilmemesi, Suriye'de şartları çok daha zorlaştırır. Ana muhalefetin genel
başkanı çıkıyor, beni savaş kışkırtıcılığıyla ifade ediyor. Elimde Reyhanlı'nın
mahkeme kararları var. Reyhanlı'da 53 vatandaşımızın öldürülmesine vesile olan
zihniyet sizsiniz. Bunların hepsi elimizde" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, gerekli
adımların atılmaması durumunda yeni katliamlara davetiye çıkarılacağına
savunarak, "Böyle geçici, günü kurtarmaya yönelik bir adım atılmaması,
bunun daha vahim sonuçları olacağını muhataplarımıza ilettik ve iletiyoruz. 100
binden fazla masum sivilin katili olan bir rejim, daha fazla iş başında
kalamaz, bölge için daha fazla tehdit teşkil edemez, daha fazla tehdit üretemez.
En başından itibaren söylediğimiz gibi, Esed rejimi artık derhal iş başından
çekilmeli ve yaşayabileceği ülkeye gitmelidir" şeklinde konuştu.
0 comments
Write Down Your Responses